Cuma, Haziran 29, 2012

Su kuşu Nilpot

Daha önce yayınladığım Nil' in tenteli simitinin kullanımı maalesef sona erdi. Artık ona mümkün değil bindiremiyoruz, kıyameti koparıyor. Çözüm olarak kolluk aldık ama onlar da 3 yaştan başlıyor, büyük geldi biraz. Kova-kürek ise nasıl cankurtaranmış, vaktinin çoğunu onlarla geçiriyor. (Akçabük' te denize girdik çoğunlukla, hem sakin hem de temiz denizi var. Gerçi oldukça soğuk ama Nil için problem olmadı, çok sevdi.)

Perşembe, Haziran 28, 2012

Yırtık Jean Şort ve Azıcık Neon

Dün akşam üstü giydiklerim, yine tatil kıyafeti: bir şort, bir tshirt. Şortu da yine gelmeden önce eski bir jean pantolonu kesip yırtarak yapmıştım. Şehirde de giyebilmek için boyunu biraz uzun tuttum bunun. Eğer benim gibi daha rahat şortlar seviyorsanız şort haline getireceğiniz jean bol kesimli olmalı. Özellikle basenden bollaşan wide-leg kesimliler bu iş için daha uygun.
(Yırtık jean yapımı videoma buradan ulaşabilirsiniz.)


jean şort - diy / üst-f&f / sandalet-charles&keith / güneş gözlüğü - koton
Bu kadar sade olunca bari kolumun biri azıcık dolu olsun dedim, bu yazımda bahsettiğim kuru kafa bilekliklerimden taktım. Sarı neon bilekliğin yanındaki zincir çok eski, Claire' s ti sanırım, diğer yanındaki taşlı Bijuland, sondaki kelepçe düğün hediyesi gelmişti. Bijuteriyle altın parçaları da karıştırmayı seviyorum. 

Çarşamba, Haziran 27, 2012

Gümüşlük ve Limon

Cumartesi akşamı eşimin de Bodrum' a gelmesiyle tatilimiz yeni başladı diyebilirim. Birkaç gün daha gezip öyle döneceğiz İstanbul' a inşallah.


Dün akşam Gümüşlük' teydik. Yemek sonrası gittiğimiz için güzelim balık restaurantlarına boş boş baktık, takı tezgahlarını dolaştık. Ben yine eşeledim, bakındım ama bir şey bulamadım. 
Sonra methini çok duyduğum Limon Cafe' ye çıktık. Denize yukarıdan bakan, çok hoş bir yer. Zamanlama hatası yaptığımızdan bu sefer de gün batımını kaçırdık ama yine de güzeldi. Kahvaltısını ve tam gün batımında bir içki veya yemeğini öneriyorlar buranın genelde. Biz yemek sonrasında geldiğimiz için bir şeyler içtik. Gidecek olanlara tavsiyem gün batımını kaçırmadan gitsinler :)

 

Pazartesi, Haziran 25, 2012

Dört Şey


Önceki yazılarımda bahsettiğim diktiğim son iki parça da bu fotoğrafta var. Benim üzerimdeki püsküllü elbise ve Nilpot' un üzerindeki beyaz şortu yola çıkmadan önceki gün bitirmiştim. Aslında şortun üzerine başka bir şey de biçmiştim ama onu bitirmedim, üzerindeki pembe ekoseli bluz hazır.

Bileklik koleksiyonuma eklediğim en yeni parça bu beyaz boncuk işlemeli olandı.  Turgutreis eski çarşıdaki mağazaların birinden aldım.
Dün giydiklerim : mercan rengi gömlek ve ağarttığım jean şort. Bu gömlek aslında kışın pek moda olan omuz pencereli uzun kollu gömleklerdendi, o haliyle hiç sevememiş ve giymemiştim. Kollarını kestim, koltuk altını daralttım ve biyeyle döndürüp diktim. Dorothy Perkins indiriminden aldığım dolgu topuk sandaletlerle çok uyumlu oldu.
Aslında bu bölümü yazmıştım, ama edge hızı sağolsun yüz tane hata verip tekrar yayınlamamı kaale almamış, bu bölüm silinmiş. Tekrar ekliyorum :
Bodrum' a gelip de Kipa' ya uğramadan olmazdı. Geçen seneki yazılarımdan hatırlayanlar olacaktır, şans eseri keşfetmiştim giyim reyonunu. Özellikle bebek-çocuk reyonu çok başarılı, bazen kendime de bir şey bulduğum oluyor. Kendime üstteki bikiniyi, Nil' e şort ve toka aldım.

Cumartesi, Haziran 23, 2012

Deniz Çantasının İçindekiler ve Güneş Kremleri


Denize-havuza götürülenlerin yalnızca bir kısmı. Bir havlu, iki peştemal; mayolar, gözlükler, şapkalar, kremler, tabii ki gözükmeyen Nil'in bezleri, yedekleri, termosu gibi şeyler.
Güneş kremleri hakkında sorular geliyordu. (adsızları yayınlamadığımı yazdığım halde hala adsız yorumlarda sorular geliyor, ben de cevap veremiyorum tabii) Benim kullandıklarım yüz için Papulex uv spf 30 koruma faktörlü krem, ki bunu zaten her gün sürüyorum. Son gittiğim cilt doktorum rosacea için önermişti, memnunum. Vücut için de Vichy spf30 kullanıyorum. Eskiden kakao yağı sürüp saatlerce yatabilirdim güneşin altında, artık bunları sürüp şemsiye altında duruyorum.
Nil için ise geçen seneki gibi bu sene de Chicco aldım.

Cuma, Haziran 22, 2012

1,5 yaşa az kala


Bu yazı nedense silinip durdu, yavaş bağlantıyla yazı yazmak çok zor :(

Yine havuza giderken çektiğim iki fotoğraf. Nilpot' un bu -küçük Emrah bakışlı- pozlarını gören de onu pek masum ve sakin bir çocuk sanabilir, ama gerçeği anlamak için birkaç saat geçirmek yeterli :)
Nil, çok hareketli, çok meraklı, etrafla-insanlarla çok ilgili, alıngan ve duygusal ama inanılmaz inatçı bir çocuk. 1,5 yaşına çok az kaldı ve artık iyice birey olduğunu hissettirmeye başladı. (merhaba terrible two) Söylenilen her şeyi anlayıp işine gelenleri yapan, kendi istekleri olan ve bunun için sonsuz mücadele eden bir karakter oldu.
Kalabalık ortamlarda çocuklar her şeyi daha kolay öğreniyor, bu kesin. Burada yeni kelimeler, yeni hareketler öğrendi. Havuz-denize girmekte değil, çıkarabilmekte sorun yaşıyorum. Binbir şaklabanlıkla dikkatini dağıtmaya çalışıyorum.
Artık o 16 dişli bir canavar..Son köpek dişi de çıktı, diğer dişleri gibi birkaç günlük huysuzlukla atlattık. Bu sefer sıcaklardan da olsa gerek, birkaç günü sadece meyveyle geçirdi diyebilirim. 
Benim için ise buranın en güzel tarafı Nil' in öğle uykularında kitap okumak oldu. Yanımda getirmediğim için annemin kütüphanesindeki kitaplardan seçiyorum. Eve döndüğümüzde bu kadar vakit bulamayacağım yine, ne kadar okuyabilirsem kar.

Salı, Haziran 19, 2012

İlk haftanın özeti

 Bodrum' da geçen ilk haftanın özeti :

1. Crocs benzeri pembe terliklerle diğer sandaletlerin pabucu dama atıldı.
2. Minik oyuncak pusetle mandallar her yere taşındı.
3. Parmak arası terlik fotoğrafı çekmeden yaz geçmez :) Geçen yaz sonunda almıştım bunları.
4. Bir elde kek, bir yanda muz.
5. Havuz kenarı sandaleti.
6. Boş şişme havuzla önce alıştırma yaptı.
7. Sonra havuz kenarına geldi.
8. Komşunun bahçesinden şeftali ve kayısı. Aşısız, hormonsuz, hatta zaman zaman kurtlu :)

Pazartesi, Haziran 18, 2012

Püskül Detaylı Siyah-Beyaz Leopar Elbise



Yola çıkmadan önceki gün bitirdiğim iki parçadan biriydi bu elbise. (Diğeri Nil' e diktiğim beyaz basit bir şorttu) Siyah-beyaz leopar desenli pamuklu kumaşı sanırım pazardan almıştım ama uzun süredir dolapta bekliyordu. Burda dergisindeki (mart 2011 veya 2012 olabilir) bir gelinlik modelinin kalıbından çalıştım. Modelin orijinalinde belde bir lastik vardı ama onu nasılsa kemerle kullanırım diye uygulamadım. Ön ve arka yaka kısmını pervazla döndürdüm, arka kısım çok bol kalınca sırta lastik geçirdim. Etek ucunda bulunan boya hatalarını kapatmak ve dikeceğim siyah püskülle daha iyi geçiş sağlamak için siyah boyaya batırdım etek ucunu. Alttaki degrade görüntüyü o verdi.
Tek detayı yaka ve etek ucuna eklediğim siyah püskül şerit oldu. Yolculukta da giydiğim oldukça rahat bir elbise oldu, bir sonraki giyişimde üzerimde de fotoğraflarım.


Cumartesi, Haziran 16, 2012

Tenteli Simitli Nilpotcan



Denize gidemeyince bari havuzda eğlendirelim Nil' i dedik bugün iyi ki de gitmişiz çok eğlendi havuzda. Geçen seneden kalma havuzda oynadı önce, sonra geçen gün Turgutreis' e indiğimizde aldığım tenteli simitiyle havuzda gezdi.
Son (köpek) dişi de patladığı için biraz huysuzluğu da var zaten, evde çok sıkılıyor sıcakta. Havuzlardan pek haz etmesem de en azından biraz enerjisini de atmış oluyor.

Cuma, Haziran 15, 2012

Evde Röfle Rengi Değiştirme

Bodrum' a gelmeden bir süre önce röflelerimin rengini değiştirmeyi kafama koymuştum. Bu sefer hem tam istediğim ton tutmamıştı, hem de yıkandıkça rengi daha da bir bozulmuştu. Turunculaşan sarı hiç sevmiyorum, o yüzden mecburen küllü yapılıyor; bu sefer de saç yeşilleşiyor. Bana önerdikleri hep gövde renginin de açık ton olması, onu da ben istemiyorum. Neyse, yani yine bir röfle beğenmeme durumuna geldim.
Kendi saç tonumda bir boya alıp komple hepsini boyayabilirdim, ama artık kat kat boya olduğu için sadece röfleleri nasıl koyulaştırabilirim diye düşündüm. Kuaförlerde yapılan cilayı evde yapmak için yazılar okudum, ve iki seferde koyulaştırdım.
Kuaförlerdeki cilayı evde yapmak için istediğiniz ton boyanın yarısını yaklaşık bir çorba kaşığı peroksit ve bir çay bardağı su ekleyerek karıştırıp ıslak saçınıza sürüyorsunuz. Peroksit çok az olduğu için saçın diğer kısımlarını etkilemiyor bu işlem. Yalnız ben ilk başta hiç peroksit kullanmadan bu işlemi yaptığım için çok çok az etkiledi röfleleri, belki yalnızca bir ton kadar. İkinci yapışımda (6.45 kullandım sanırım) bir çorba kaşığı peroksit kullanıp yarım saat kadar beklettim, bakır tonuna kadar koyulaştı; şu an gölgeli gibi saçım. Beyazlar olduğu gibi duruyor, onları etkilemiyor.
Bu işlem özellikle sarı boyalı saçlarda çiğliği almak için kullanılıyormuş, internette aratırsanız baya yazı var bununla ilgili.

Çarşamba, Haziran 13, 2012

Burada

Bende bir jean şort, bir tshirt ve crocs' lar.
Burada gürültü yok; radyoda çalan Rumca müzik var, horoz, inek, güvercin sesi var. Köy yolunda bakkala yürüyüş var. Hasta dedenin azıcık da olsa gönlünü yapmak var. Süper enerjik anneannenin enerjisine yetişememek var.


Nil için oyuncak pusetle serin terasta gezinti var. Dün akşam Turgutreis' ten bulduğum terliklerle aşk yaşamak var. Bütün günü dışarıda geçirmek var. Birkaç gün daha denize gidemeyeceğiz, ondan sonra deniz de olacak inşallah.

Salı, Haziran 12, 2012

Bodrum' dan Bildiriyorum :)

Geçen seneki yazılarımdan hatırlayanlar olacaktır, Nil 7 aylıkken yine ikimiz gitmiştik. Bu sene de 17 aylık haliyle yine ikimiz yollara düştük.
Bu sabah (sabahın dört buçuğunda) Nil' in nüfus kağıdını kaybetmemle başladı günümüz, son anda buldum. Bizi havaalanına götüren eşimin arabasının Tem' in ortasında lastiği patladı, kan ter içinde yedek lastiği taktı da devam ettik. Check-in' i herhalde son dakikada yaptırabildim, hayatımda ilk defa uçağa bu kadar geç kaldım.


Uçak yolculuğu yine iyiydi, geçen sene de sorun çıkmamıştı zaten. Bu sene şansımıza üç koltuk da bize kaldı, rahat gittik. Makyaj malzemeleri boşaltılıp tekrar yerine kondu, aynı şekilde cüzdan boşaltıldı. Kısıtlı alanda bu kadar oyun yapabildim. İnerken basınçtan etkilenmemesi için -geçen sene doktorumuzun önerdiği gibi- kağıt mendille el kremini karıştırıp kulaklarını tıkadım. Hatta baktım benim de kulaklarım acımaya başladı, kendime de yaptım. Çocukla seyahat ederken aklınızda bulunsun derim.


Uçaktan inip bir elle puseti, diğer elle valizi götürdüm yine. Bu sene kesinlikle daha rahattım, yürüdüğü için puseti kapatmam gereken yerlerde yere indirebildim. Nil zaten yeni yerler, yeni insanlar görmeye bayılan bir çocuk o yüzden onunla gezmek rahat genel olarak. Havaalanından sonra değiştirdiğimiz üç vesaitle annemlere ulaştık sağ salim.

Pazartesi, Haziran 11, 2012

Kuşlu Çocuk Elbisesi


Geçen gün Nil' e elimdeki vual kumaştan bir elbise diktim. Model öncekilerle aynı aslında, robadan kesik, arkası düğmelerle kapanıyor. Yaka ve omuz kısmına kırmızı zigzag sutaşı dikip astarla döndürdüm, böylece su taşı arada kalmış oldu.
Arkadaşının doğumgününe giydi dün bunu.

Cuma, Haziran 08, 2012

Neon Uzun Etekler


Dün iyileştim ya, yeni etekler bile çıkardım terzimle. Şu anda elimde sadece iki tane var ama yenilerini de yapabiliyorum.
İlgilenenleri böyle alabilirim : www.lacheendukkan.blogspot.com

Perşembe, Haziran 07, 2012

Pembe Fırfırlı Elbise


Dünkü fena hastalığımdan sonra bugün çok daha iyiyim. Üç gün önce hafif bir boğaz ağrısıyla uyanmıştım, ilerleyen saatlerde azalınca çok da önemsemedim. Dün sabah resmen her tarafım dökülüyordu, gece de nefes alamadığım için uyuyamamıştım. Eşim eğitimde, annem yazlıkta, kayınvalidemin de o gün misafiri vardı. Komşuları da rahatsız etmek istemedim, Nil' le zar zor toparlanıp hastaneye gittim. Bademcik ameliyatı olmuş, mikrop alan herkes gibi faranjit olmuşum. Ama ses tellerine de gitmiş, konuşamıyordum zaten. Neyse, bir dünya ilaç yazdı doktor. Eve nasıl gelebildim hiç bilmiyorum, bir dünya terslik üst üste. Tabii ki evde dinlenemedim, en son koltukta uzanırken Nil kafamın üzerinde atçılık oynuyordu. Toplandım, kayınvalideme gittim akşam üstü.
Ve çok şükür bugün iyiyim, hatta yeni ürünler bile hazırladım.


Hasta olmadan önceki gün Nil' le çıkarken iki sene önce yine terzimle hazırladığımız pembe elbiseyi giydim. Kumaşı tülbent tarzı çok ince bir kumaş olduğu için eteklerini üç kat çalışmıştım, böylece jüpon falan giymeye gerek kalmıyor.
Bunu ilk giydiğimde bu yazımdaki Philips etkinliğine katılmıştım, sanırım katıldığım son etkinlik oldu. Hamilelik, Nil derken bazılarına gerçekten gitmeyi istesem de hep bir aksilik çıkıyor hiçbirine gidemiyorum.
O günü çok net hatırlıyorum, çünkü orada iki aylık hamileydim ve tek mide bulantısı yaşadığım gündü. Oradan çıkıp bir arkadaşımıza mangal partisine gitmiştik, etleri görmeye bile dayanamamıştım. Bir daha da olmadı zaten öyle bir şey :) Hey gidi günler...


 Aynı elbiseyi giydiğim gün yanımda bu duracell tavşanı var artık :)) Ve tabii saçının uzaması sebebiyle geçtiğimiz üç fıskiye modeli..

Salı, Haziran 05, 2012

Kırmızı Şapkalı Nilpot ve Sandalet


Bu yazımda bahsettiğim şapka olayı işte budur.
Benim şapka taktığımı gören Nil kendi şapkasını bir süre takmaya razı olmuştu, sonra yine fırlatıp attı. Bu arada hala evde benimkileri bulup kafasına takıp geziyor, ama iş kendi şapkalarına gelince yine aynı tepki. Seveceği bir şapka nerden bulacağım hiç bilmiyorum.


Sandaletleri daha önce yazmıştım, Zara' dan almıştım, çok şükür ki onları seviyor. (Çok uzun süre giydirmedim o yüzden rahatsız edip etmediğini tam bilmiyotum) Sevmediği şu dışarıdan çok rahat gözüken Nike sandaletler, gerçi Nil' in ayağını da biraz vurdu sanırım bugün. Pusetine oturttuğum anda çıkarıveriyor onları.
Stride Rite' ta da düz beyaz sandalet denettirdim, görevli bayan "bu ayaklara bunlar olmaz" dedi :(( Yazın sıcağında da spor ayakkabı olmaz ki, çorapsız giyilebilecek, vurmayacak, rahat sandalet önerisi olan? (20-21 numara)

Çamaşır Suyu Operasyonları


Geçen gün yine yerimde oturamadım, iki parçaya çamaşır suyu operasyonu yaptım. İlki annemin küçük geldiği için verdiği bir jean şorttu, büyük ihtimalle pazardan alınma markasız bir şey. Ama Paçalarının bollaşması hoşuma gitti, şortlarda dapdar modellerden hiç haz etmiyorum.
İkincisi ise senelerdir dolapta duran jean görünümlü lacivert bir tshirttü, toplasam iki kere ancak giymişimdir herhalde.
Tie-dye da denilen bu yuvarlak şekillerin çıktığı modeli ilk kez ilkokulda anneler günü hediyesi fular hazırlamak için yaptırmıştı öğretmenimiz.


Öncelikle şortun paça dikişlerini söktüm ki boyu biraz uzasın. (eski halini çekmemişim maalesef)
Tshirt' ün desenlerini oluşturmak için bir miktar ip (makrame ipi benimki) kullandım.


Aslında daha düzenli desenler elde etmek için başlayacağınız noktaları işaretlemeniz daha iyi olabilir ama ben yine dağınık desenler kullandım. Öncelikle desenin orta noktası olacak yeri tutup mendil gibi çekiyoruz.


Ve iple sarmaya başlıyoruz. İple sarılı olan bölümler kendi renginde kalacak, geri kalan her yer açılacak.


Sonunda böyle bir ahtapotumuz oluyor :)) Bundan sonra çamaşır suyu eklenmiş suda bekletmemiz gerekiyor. (Ben ölçü kullanmıyorum ama twitter' da bir arkadaş 5 ölçü suya 3 ölçü çamaşır suyu demişti)
  • Bu işin tek ipucu bence, evdeki markalı çamaşır sularını kullanmayın, renkleri açmayabiliyor. Ben ilk başta onunla yaptım, neredeyse bütün gün beklettim, açılmadı. Sonra yine twitter sağolsun, bir arkadaşın önerisiyle ucuz çamaşır suyu aldım. Tekrar ona koydum, yarım saatte açıldı. Yalnız kokusu baya ağır, mutlaka havalandırın.
  • Bu arada ağartma işlemi yaparken nokta nokta izler kalmaması için ağartacağınız şeyi öncesinde tamamen ıslatın.
Jean şortun da nasıl yapıldığı belli, yarısına kadar çamaşır suyuna daldırdım.

Pazartesi, Haziran 04, 2012

Yeni Bileklikler


Bir ayı aşkın süredir masanın üzerinde duran bileklikleri sonunda bitirdim. Instagram' da paylaşmıştım, yurtdışından kuru kafa, spike ve leopar kafası şeklinde aksesuarlar getirtmiştim ama bir türlü aklımdaki şekillerine çevirememiştim. Hafta sonunda biraz boş zaman bulunca bir kısmını bitirdim.
(çoğundan birer tane de kendime ayırdım)
Yeni bileklikleri dükkan sayfama ekledim :
http://lacheendukkan.blogspot.com/

Pazar, Haziran 03, 2012

Çizgili, Jean ve Fedora


Hafta sonundan iki fotoğraf. Evin yakınlarında gezinirken giydiklerim; rahat bir jean, bir tshirt ve bir şapka. Yaz geldi artık, şapkalar saklandıkları yerden çıksınlar. Çizgili her şey zaten her daim favorim, onun için bu arkası kısa-önü uzun tshirtü Koton' da görünce hemen almıştım.

Nil' e şapka taktırmam artık imkansız hale gelince de çareyi ben takmakta buldum. Nasılsa giydiğim, taktığım, sürdüğüm herşeyi istediği ve taklit ettiği için benim şapka takmamın işe yarayacağını düşündüm, yaradı da. On-on beş dakika kadar pusetinde şapkayla oturdu ki, daha önce anında kafasından atıyordu. Azimliyim, görerek öğrenmeye devam :))
[Nil' in şapkası da sonraki yazılarda :))]

şapka-Zara(eski) / jean-zara(bu sezon) / tshirt ve gözlük-Koton(bu sezon)

Bebek Mavisi Asimetrik Bluz


Bu bebek mavisi kumaştan daha önce anvelop bir bluz dikme girişimim olmuş ama sonucu beğenmeyince çalışmam çöple buluşmuştu :) Kalanından çok daha düz modelde bir şey dikmek istedim, ortaya böyle bir bluz çıktı. Kolsuz, önü kısa-arkası uzun düz, yuvarlak yakalı bir model yaptım. Kalıpsız kestim ama koltuk altı dar olunca birer yan parça ekledim. Yaka ve kol ağzına aynı kumaştan biye yapıp döndüm, etek ucuna ise sık ayarlı zigzag dikiş çekip bıraktım.


Altına ise geçen seneden kalan çiçekli tulumumu bu sene pantolona çevirmiştim, onu giydim. İkisi de yaz için uygun dökümlü parçalar oldular.
çanta-david jones(markafoni) / sandalet-charles&keith