evsel mevzular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
evsel mevzular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Ekim 23, 2012

Çocuk Aktivite Masası Mevzusu


Nil' e bir süredir aktivite masası alma ihtiyacı hissediyorduk. Boyama veya hamur yapacağı, oturacağı bir yeri yoktu. Geçen gün twitter' da da muhabbeti olmuştu, küçük boyutlu aktivite masası gerekiyor artık malum evler küçük. ( Eğer yeriniz varsa büyük ihtimalle ikea' nınkileri beğenebilirsiniz. Aslında ikea' da masif ahşap olanlar bile var ama hem katlanmıyor hem de pahalı)
Bu şekilde arayıştayken geçenlerde neredeyse yarım günümüzü şu zımbırtıyı bulmaya ayırdık. Her yeri çizgi film kahramanları sarmış durumda. Daha sade veya naif desenli birşey istiyorsanız her yeri gezseniz de bulamıyorsunuz. Katlananların hepsi kötü işçilikli çizgi film kahramanı desenli. Plastikleri de ben beğenmedim.
Sonunda Migros' tan örümcek adamlıyı aldık.


Bu şekilde kullanmak istemediğim için en basit yol olarak yapışkanlı folyoyla kaplamayı buldum. İyi olmadı şeklinden dolayı ama yırtılana kadar bu şekilde kullanacağım. Sonrasına başka bir çözüm bulurum artık.
Şu çizgi film kahramanı olayı nasıl bir sektörse artık alternatifini bulma imkanınız yok. Çocuk biraz büyüyünce bu sefer kendisi istemeye başlayacak, Winx' li nevresimler falan var, off diyorum :(

Salı, Ağustos 02, 2011

Tavan Pervanesi



Nil' in odasının pervanesi dün takıldı. Tavan delme işini beraber yaptık eşimle akşam da babasıyla taktılar sonunda. Dediğim gibi süslediğim avize boşa çıktı. Onu abajur şapkası olarak kullanırım diye düşünüyorum. İşte Nil' in püfürük tavan pervanesi budur :)



Arkada gözüken kapı süsünü de ben yapmıştım hatırlarsanız, bu yazımda var.

Pazartesi, Eylül 27, 2010

İki Odayı Bir Odaya Sığdırmak

Sonunda yeni haftaya başlıyoruz. Geçtiğimiz hafta (hafta sonu da dahil) hep bir "yapılması gereken" ile geçtiği için oldukça yorucuydu. Eşimin izinli olmasını fırsat bilip her güne bir şey ayırdık. Sonuç olarak oldukça fazla şeyi yoluna koyduk; alınacak şeyler hakkında en azından bir fikrimiz oldu, modelleri belirledik. 
Benim için daha önce de yazdığım gibi en önemli ve ilk yapılması gereken hobi odamın boşaltılıp gereksizlerin atılıp diğerlerinin misafir odasına entegre edilmesiydi. 

Hobi Odası ilk hali (masa ve raf)

İlk olarak ben günlerce ayıklama yaptım. Birçok malzememi, çizimlerimi ve lazım olacak diğer şeyleri saklayıp kullanmayacağımı düşündüğüm her şeyi attım. Sonra -benim boya solumam iyi olmayacağı için- eşim hobi odasındaki siyah (Ikea' dan almıştık) rafı beyaza boyadı. Raf çok koyu olduğu için ve evin için çok iyi bir zımparalama yapamayacağımız için öncelikle bir akrilik astar kullandık. Üzerine de üç kat beyaz su bazlı boya geçtik. En son da mat akrilik vernikle tamamladık. Bu rafı misafir odasındaki mevcut koltuğun üzerine taktık.


Hobi odamdaki masa çok büyük olduğu ve koyu renk olduğu için onu da kullanmak istemedim. O yüzden gidip 180 cm lik bir beyaz tezgah kestirdik. (Bauhaus veya Praktiker gibi yapı marketlerde mutfak tezgahı diye kestirebiliyorsunuz) Bu tezgaha eski masanın dört ayağını monte ettik ve böylece bilgisayar ve dikiş için masamız hazır oldu. 


Eski resimlerin gözükmemesiyle ilgili mail ve yorumlar gelmiş, sunucum güncellendiği için eski resimler şimdilik gözükmüyorlar. Güncelleme bittiği zaman eski haline dönecek, haber vereyim dedim :)

Salı, Şubat 17, 2009

Kaybolan çeyizler

Ben evlenmeden baya önce başlamıştım bu çeyiz alma maratonuna. Her ay maaşımı alınca ufak tefek birşeyler alır kaldırırdım. Ama bu aylık alışveriş mevzusu yaklaşık iki seneye yayıldığı için evlenirken nelerim olduğunu tam hatırlamıyordum. Aynı şeyleri tekrar almamak için de evde ne var ne yoksa açıp, bakıp sonra tamamlamıştım.

Bu sırada evde iki kolimin kaybolduğunu farkettim. Apartmanın altındaki depodadır diye çok önemsemedim. Evlenmeden iki hafta önce yeni eve eşyaları yerleştirirken anladım ki o iki koli kayıptı. Her yeri aradık ama bir türlü bulamadık.

Geçen günlerde ise annemin evde yaptığı derin temizlik sonrası, yani evlendikten dokuz buçuk ay sonra kaybolan bir kolim bulundu.

Derin portmantonun en arkalarına saklanmış meğer yaramaz koli :)) Çocuk gibi mutlu oldum bu haberi duyunca. Haftasonu da gidip aldık annemlerden kayıp çeyiz kolimi. Diğer kolimden hala haber yok, onun da seneye bulunmasını ümit ediyorum :))

Kolidekilerin hepsini Mudo' dan almışım. Bir kısmını aldığımı dahi hatırlamıyorum.



1. Kırmızı-turuncu çizgili bardak (4 tanesi bendeydi, bunlarla 8 li oldular)

2. Adam şeklinde iskeletli baharatlık ( işte bunu aldığımı hiç hatırlamıyorum, baharatlığım yok diye başka bir set almıştım bu da ek oldu)

3. Ocak yanına konan kirli kaşıklık ( bunu da hatırlamıyorum ama iyi ki almışım, çok beğendim görünce)

4. Üçlü kayık servis tabağı ( Maalesef dokuz buçuk ayda bir tanesi mefta olmuş, paramparçaydı ben açtığımda)

5. Üçgen küçük servis tabakları ( Bunları niye altılı almışım acaba, bilmiyorum. Dörtlü gayet güzel duruyormuş.)

Cuma, Ocak 30, 2009

Takı Ağacı

Takı ağaçları artık baya bilinir oldu, özellikle de ikea' daki renkliler hem uygun fiyatlı hem de güzeller. Ben de evlenirken bu ahşap bibloyu Boyner'den almıştım. Geçen sene yılbaşı zamanlarıydı yanlış hatırlamıyorsam.

Aslında biraz ahşapla ilgili olanlar rahatlıkla yapabilirler.

Üzerini de kırmızı boyadılar mı tamamdır.

Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.

Salı, Mart 11, 2008

evden ilk kareler


Cumartesi evde çektiğim son kareleri sunuyorum arkadaşlar.
Daha çok birşey yok ama en azından fikir verir.
-Taş döşenen duvara sağ tarafa bir açık raf (soldaki kapaklı dolap gibi : beyaz akrilik lake) tv konsolu (teak) ve tabii ki tv ve Berk’in bir sürü elektronik zımbırtısı gelecek :) ) Bir de cam tarafına (sağ tarafa) doğru bir kaç ağaç gibi yeşil bitki.
- Turuncuya boyanan duvar içi “neden yere kadar inmedi” diyebilirsiniz. Hemen açıklayayım : Bu açıklık mutfak ve salonun arasında. Biz burayı bir masa ile bölüyoruz. (Mutfakta masada oturunca karşı duvardaki tv yi görebileceğiz.) Masa da turuncu boyanın bittiği yere kadar geleceği için altını boyatmadık. Komşuların evlerini gezmişler de bizimle aynı olan tip plana sahip olanlar mutfak ve salon arasını kapatmışlar. Ben kapatmak istemedim zaten mutfak çok dar . (tezgahtan sonra 130 cm kalıyor.)
Bu biraz da alışkanlık meselesi tabii ki. Ailemle yaşadığım bütün evlerde bizim mutfak açıktı ve yaşama mekanıydı. Yok “koku gider, siner” gibi bir endişemiz olmadı hiç. Benim de yok aslında. Ama mutfağım büyük olsaydı (içinde oturulabilecek kadar) o zaman kapalı olması çok da sorun olmazdı. Dediğim gibi mutfak dar ve uzun olduğundan yarı-açık kullanmak istedik.
İşler bittikçe önce-sonra fotoğraflarını da paylaşacağım.
Şimdilik bunlar var :
evilkfotolar