gezmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Mayıs 22, 2018

Gezi : Paris 3.Gün


Paris gezisinin 3. ve son günü için planım Sacre Coeur-Montmarte bölgesiydi. Otelin yakınlarında bir yerde kahvaltı edip grubun bir kısmını -erken dönmeleri gerektiği için- yolcu ettikten sonra Montmarte tarafına gittik. (bu gezideki ilk gün dışındaki bütün ulaşımları uber ile yaptık.)
Sacre Coeur Bazilikası ve çevresinde gezindik. Bu bölgede meşhur Fransız berelerinin envayi çeşit rengini bulmak mümkün. Bazilika çevresindekiler daha pahalı, sokaklardan aşağılara doğru indikçe ucuzluyor. Yine hediyelik eşya olarak magnetler ve paşmina şallar da bulmak mümkün. 
Bu bölge kıvrılıp çıkan yokuşlar ve merdivenlerden oluşuyor. Bu yüzden Paris geneline göre yorucu ama çok hoş bir dokusu var, bence görülmeli. 



Yolculuktan önceki araştırmalarımda denk geldiğim ünlü Amelie filminin cafesinde  soluklanıp öğle yemeği yedik. Cafe des 2 moulins filmi sevmiş olanlar için tanıdık atmosferi ve eğlenceli servis elemanları ile hoş bir yer. 



Paris' te vakitsizlikten gidemediğim bir sürü yer olmasına rağmen (Pompidou Merkezi ve Notre Dame mesela) planladığım bir çok yeri görmüş oldum. Eksik kalanlar da bir dahakine artık :)

Perşembe, Mayıs 03, 2018

Gezi : Paris 1.Gün


etek-ben diktim / ceket-bershka / ayakkabı-skechers
Geçen hafta üç günlük bir Paris gezisi yapıp geldik. Her zaman önceden plan yapan insanlardan olduğum için her günü planmıştım. Ama elimizde olmayan nedenlerden dolayı ilk gün programımızın bir kısmını yapamadık. 
Otel Arc De Triomphe' a çok yakındı o yüzden önce metro haritasını çıkarıp tek başıma gideceğim ilk durağım Louvre' a gidişi gözüme kestirdim. Charles de Gaulle durağından M1 metro hattına binip Louvre' da indim. Cam piramidin içinden aşağı inip online aldığım biletin çıktısını okutup Sully kapısından içeri girdim. (Kapıda çok sıra olabildiği için önceden bilet almak daha mantıklı. Buradan aldım)
(Metro için günlük-haftalık kartlar var ama bize uymadı. Hemen metro gişesinde makineler var, oradan 10lu bilet alıp paylaştık)


Louvre çok büyük bir müze olduğu ve benim de çok vaktim olmadığı için önceden araştırmamı yapmıştım. Bu yazıyı not aldım. Bazı şeyler güncellenmemiş olsa da çok işime yaradı. Tam yazının belirttiği rotaya göre gezmedim ama görmek istediğim bütün eserleri çok kısa zamanda görüp gezimi bitirdim. Eğer her yerini gezmek istiyorsanız en az bir tam gün ayırmanızı tavsiye ederim.



Louvre' a girişten itibaren dikkatimi çeken şey yapının her yerinden resmen fışkıran görkemdi. Kapılar, duvarlar, yer döşemeleri, tavanlarda her yerde muhteşem detaylar var. Öyle ki çoğu zaman dikkatimi sergilenen eserlere vermekte zorlandım. 




Mona Lisa' dan hiç etkilenmedim ama tam karşısındaki Kana' daki düğün tablosu (Mona lisa' nın altındaki fotoğraf) çok güzeldi. Buraya koyamayacağım kadar eser ve detay var. Yazmakla bitecek gibi değil mutlaka görülmesi gerek. 



not : Fransızlar için söylenen "ingilizce bilir ama konuşmazlar" klişesini görevlilere yön sorarken doğru olmadığı gördüm. Bazıları gerçekten hiç bilmiyor, Fransızca kelime öğrenip de gitmekte fayda var. Gerçi telaffuzunuz yanlışsa yine anlamıyorlar, anlaşmak pek kolay değil yani.

İlk gün öğle yemeği vakitsizlikten hızlı bir sandviç oldu. Ama akşam yemeği için gitmeden rezervasyon yaptırdığımız özel bir restaurant olan Chez Michel' e gittik. Burası Gare du Nord' un karşısında kalan, metro durağına yürüme mesafesinde. (2 numaralı metro hattı La Chapelle istasyonu) Rezervasyon yaptırmak gerekli, küçük bir yer. Başlangıç, ana yemek ve tatlı seçmeniz gereken set menü var. Farklı lezzetlere açık olanların seveceğini düşünüyorum.


Cuma, Mayıs 05, 2017

GEZİ : Amsterdam Notları 1

Eşimin işi dolayısıyla fuara katılmak için Amsterdam' a gitmesi gerekiyordu, bu sefer ben de peşine takıldım. Kabin boy bir çantaya bir kaç kıyafet tıkıp 3 günlük bir tatil yapıp döndüm.

Havanın serin olacağını araştırdığım için biliyordum, ne olur ne olmaz diye yanıma aldığım yağmurluğu da, bereyi ve atkıyı da kullandım. 2-4 mayıs arasında hava kışın ılık günleri gibiydi genel olarak ama bahar değildi kesinlikle. Orada yaşayanların da uzun palto ve kalın atkılarla gördüğümden sadece bize soğuk gelmediğini anlamış oldum.

Herkesin tatil anlayışı farklıdır. Bazıları her yeri görmek ister, bütün turistik yerleri gezer, eline bir sandviç alıp gezerek yemekten hoşlanır ama ben öyle değilim. 
Tabii ki tarihini, turistik yerlerini görmeyi seviyorum ama bir de o bölgenin yaşantısını tatmayı seviyorum. Yerel halkın vakit geçirdiği yerlere gitmeyi, turistik olmayan bölgelerini, marketlerini, pazarlarını gezmeyi tercih ediyorum. Benim izlenimlerim de buna göre olacak, o yüzden tarihi yerlerin bazılarını atladım ve çok söylenilen sokak lezzetlerinin çoğunu da -benim damak tadıma uymaması sebebiyle- denemedim.

Bisiklet : 
Amsterdam' a gitmeden önce bisiklet konusunu araştırmıştım, biraz çekindiğim için bisikletsiz gezme taraftarıydım ama oraya gidince vazgeçtim.
Amsterdam' a gittiğimizin ilk günü otele yerleştikten sonra benim bisikletimi kiraladık, grubumuzun geri kalanı fuara gitti. Ben, bisikletim ve Amsterdam haritam ile beraber tek başıma gezdim. 

İlk başlarda alışmak biraz zor oluyor; çünkü ciddi hızlı gidiyorlar, yavaş gidene-yanlış yola girene sinirlenip bağırabiliyorlar. Motosikletler de bisikletlerin yolunu kullandığı için dikkatli olmanız gerekiyor. Ama genel olarak bir tehlikesi yok, trafik ışıklarına uyuluyor, her yerde öncelik bisikletin. İnsanlar çocuklarını, eşyalarını bisikletle taşıyor, işe-okula bisikletle gidiyor. Büyük çoğunluk tramvaya da arabaya da binmiyor. 
Bisiklet hırsızlığı yaygın, bisikletlerin hepsi çok eski, park edince zincirlemeden bırakmamak gerekiyor. 
Makul km lerde sorun çıkacağını zannetmiyorum, ama her gün sabahtan akşama kadar sürdüğüm için ciddi kas ağrılarıyla döndüm. Son gün artık bir metre daha sürecek gücüm kalmamıştı.

Bisiklet kiralama fiyatları ucuz değil ama toplu taşıma için de benzer bir rakam vermeniz gerekiyor, birini tercih ediyorsunuz. (tabii oteliniz çok yakınsa yürüyebilirsiniz)14-15 euro günlük kiralama fiyatı. Çoğu yer ikinci ve üçüncü gün de kiralarsanız indirim yapıyor. Benim üç günlük bisiklet kirası 22.50 euro tuttu. 

Eğer yoğun toplu taşıma kullanıp hem kanal turu, hem tüm müzeleri gezme gibi bir planınız varsa o zaman I Amsterdam City Card avantajlı olabilir, buradan inceleyebilirsiniz. 

Müzeler :

Amsterdam' da bir çok müze var; sadece resim-sanat da değil Heineken de var, çanta müzesi de, lale müzesi de. Hepsini gezmek tercih meselesi, ben sadece ikisine gidebildim. 

Van Gogh : 
Gitmeden önce araştırma dışında yaptığım tek hazırlık Van Gogh müzesine online bilet almaktı. Kesinlikle çok yerinde bir hareket olmuş, sabah 10:00 itibariyle ucu gözükmeyen bir kuyruk vardı. 


Online bilet alıp bastırıp yanımızda götürdüğümüz için o sıraya hiç girmeden barkodunu okutup içeri girdik. Ama kuyruk bununla sınırlı kalmadı, bir sıraya da içeride mont ve sırt çantalarını bırakmak için girdik. Küçük çantaları sanırım içeri sokuyorlar, ama sırt çantasını mutlaka alıyorlar. 
Van Gogh müzesi çok büyük ve çok etkileyiciydi. Fotoğraf çekmek özellikle otoportrelerin olduğu alt katta yasak ama üst katlarda pek de bakan yoktu, ben cep telefonuyla bir kaç tane çekmeye çalıştım. 
Çıkışta da hatıra olarak tüm eserlerinin olduğu kitap, kitap ayracı ve magnet aldım. 




Rembrandt House :
Rembrandt' ın evinin müzeye dönüştürülmüş haliydi. Van Gogh' unki kadar etkileyici değildi bana göre ama o zamanlardaki yaşantıyı anlatması açısından ilginçti. 1600 lü yıllardan kalan eşyaların arasında dolaşmak hoştu. Burada en beğendiğim üst katlardaki interaktif bir sunumdu. O yıllarda yağlı boyanın nasıl hazırlandığını, resim öğrencilerinin nasıl bir eğitim aldıklarını anlattı. 



Bunların dışında gezilebilecek Stredelijk Museum, Rijksmuseum (bunların ikisi de Van Gogh müzesi ile beraber Musem plein denilen müzeler bölgesinde bulunuyor) Amsterdam müzesi ve giriş sırasının çokluğu sebebiyle giremediğimiz Anne Frank Evi var. 

Çarşamba, Ağustos 19, 2015

Midilli Gezisi : Molyvos Kale ve Scala Scamnia


Midilli' de son gün kale ve çevresindeki köyü gezerek başladı. Merdivenli sokakları, avlulu evleri, renk renk kapıları ile köyden çok bir sete benziyordu burası. Anakarada yaşayanların yazlık evlerinin burada olduğunu öğrendiğimiz bölge çok sevimliydi.
Yalnız ada sıcağı diye bir şey olduğunu hatırlatmakta fayda var. Mayıs veya ekim buraları gezmek için daha iyi olacaktır. 






elbise-ben dikmiştim / sandalet-mango(eski) 

Molyvos' tan ayrılıp Mytilini' ye dönmeden önce son durak olarak Scala Scamnia' ya uğradık. Burası da deniz kenarında küçük limanı ve tepede köyüyle yine aynı mantıkta düzeni olan ama çok daha küçük bir yer. Yine restaurantları-cafeleri çok güzel. 
Birkaç hediyelik eşya dükkanı ve resturant-cafeden başka bir şey yok ama cafelerin dekorasyonunun doğal ve renkli oluşu, yine yemekleri için gidilebilir. 



Cuma, Ağustos 14, 2015

Midilli Gezisi : Gidiş ve Petra


Ne zamandır aklımızda olan Midilli gezisini sonunda yapabildik. Her sene Assos' a gidip tam karşımızda görüp de gitmediğimiz bir yerdi. Benim için tüm Yunan adalarının rahmetli babamdan dolayı ayrı bir önemi var. O ada hayatı, müzikler ve tabii ki dil bana hep babamı hatırlatıyor. Seneye de inşallah babamın doğduğu yer olan Kos' a gitmek kısmet olur. 


Midilli' ye Ayvalık' tan geçiliyor, yaklaşık bir saat kırk dakika sürüyor. Schengen vizeniz yoksa gitmeden önce Ayvalık' taki turlarla (biz Jale turdan hem gemi bileti aldık hem de vizeyi) irtibata geçip ada vizesi alabiliyorsunuz. Kalacağınız gün kadar vize veriyorlar. Bizim Schengen yeni bittiğinden biz ada vizesi aldık ama bir daha almayı düşünmem, saatlerce bekledik. Adada her şeyin yavaş aktığını unutmamak lazım :)
Midilli oldukça büyük bir ada olduğundan biz araba kiraladık ve önce indiğimiz yer olan Mytilini' de bir şeyler içip Petra' ya doğru yola çıktık. 


Midilli bize en yakın ada ve doğası Assos-Küçükkuyu ile birebir aynı, o kadar aynı ki bir an nerede olduğunuzu unutabiliyorsunuz. Zeytin ve çam ağaçları Kaz Dağları ile çok benziyor. Petra sahilde yer alan çok güzel bir yer. Birlikte gittiğimiz çiftin yoğun tavsiyeleri ile kadınlar kooperatifini bulup öğle yemeğini orada yedik. Ve Midilli' nin nefis yemeklerine başlangıcımızı yaptık.  
Kabak çiçeği dolması ve içi peynirli kızartması, meze tabağı, yunan salatası ve deniz mahsülleri sevenler için çok başarılı. Kaldığımız süre boyunca neredeyse hep aynı menüyü yedik :)


elbise-fresh company / şapka-Zara (eski) 

Çarşamba, Temmuz 02, 2014

İtalya Gezisi Son Gün : Milano


İtalya gezisinin son durağı Milano' ydu. Floransa' dan Milano' ya arabayla ulaştık. Yine navigasyon sayesinde kalacağımız otel olan NH Milano Touring' i rahatça bulduk. Otel şehir merkezine oldukça yakın bir konumda, tam şehir oteli olarak dizayn edilmiş bir otel. Tur otobüsleriyle turistlerin geldiği, bizim Talimhane' ye benzer konumdaki Via Ugo Iginio Tarchetti' de bulunuyor.
Bu gezideki Venedik ve Floransa hem benim daha önce gitmiş olmam hem de biraz araştırmamız dolayısıyla az çok bilgi sahibi olduğumuz şehirlerdi. Ama Milano için hiç hazırlık yapamamıştık. Otele giderken geçtiğimiz Via Buenos Aires' teki mağazaları görünce biraz internette araştırdık. Bu cadde ve devamında bağlanacağımız Duomo ile günü bitirmeye karar verdik.



Milano' nun caddeleri, Floransa ve Venedik' ten sonra çok büyük geldi. Büyük yapılar, daha fazla kat yükseklikleriyle dokusu tamamen farklıydı. İnsanlar yine şık ama özellikle erkek modasındaki kısa paça pantolonlar oldukça dikkat çekiciydi :)

Yürümekten tükenince en yakın (neredeyse 50 m. de bir vardı)
H&M den bir terlik alıp giymiştim.
 



Duomo yine inanılmaz görkemliydi. Her şehrin Duomo' su gerçekten kendine has özellikler taşıyor. Milano' dakinin gotik havası ve meydan kullanımıyla biraz daha farklı olduğunu düşünüyorum.

İtalya gezisi yazılarının sonuna gelmiş bulunuyorum.
Bu gezinin diğer yazıları :

İtalya Gezisi 4. Gün : Floransa
İtalya Gezisi 3. Gün : Floransa
İtalya Gezisi 2. Gün : Venedik
İtalya Gezisi 1. Gün : Venedik-Mestre

Salı, Haziran 24, 2014

İtalya Gezisi 4. Gün : Floransa


Ponte S.Trinita
Floransa' daki ikinci günümüzde neredeyse gezilebilecek her yere gittiğimiz için yürüme rekoru kırdık. Bir araçla gezmek anlamsız olacağı için çok yorucu ama bir o kadar güzeldi.
Şehri ikiye bölen Arno nehrinin üzerinde birkaç köprü yer alıyor. Kiminin üzerinde heykeller ve süslemeler var, kimi ise (Ponte Vecchio) üzerinde minik dükkanlar barındırıyor.

GoPro ile fisheye selfie denemesi
 
Önceki Floransa yazımda anlattığım Duomo' nun hemen ilerisindeki alışveriş caddesi Via Roma gibi ama daha lüks markaların olduğu Via de Tornabuoni' den ilerleyip nehrin kenarına ulaştık. Ponte S.Trinita' dan karşıya geçtik.
 
 
kimono - ben diktim / şort - GAP / ayakkabı - new balance


Gün batımını birkaç dakikayla kaçırsak da Michelangelo tepesinden şehri izleyebildik. Akşamları bu bölge oldukça hareketli oluyor, biz canlı müziğe denk geldik.  

Salı, Haziran 17, 2014

İtalya Gezisi 3. Gün : Floransa


İtalya tatilinin 3. gününde benim daha önce gittiğimde de çok etkileyici bulduğum Floransa vardı. Venedik / Mestre' deki otel stilinin tam tersi olarak Floransa' da Duomo' nun dibinde Via Ricasoli' de kalmayı tercih ettik. Arabayı otel görevlisinin tavsiye ettiği otoparka bırakıp biraz yürüyüp kalacağımız yere ulaştık.
 Relais Campanile B&B diye geçen yer, 15. yüzyıldan kalma bir tarihi binanın birinci katındaki odalardan oluşuyor. Resepsiyona pek de benzemeyen minik bir ofisten geçip odamıza yerleştik. Görevli binanın anahtarının da bulunduğu anahtarlıkla bize şehir haritaları da verdi, gideceğimiz yerleri işaretleyip hava kararmadan şehri keşfe çıktık.

 
Solda Palazzo Medici Riccardi  / Sağda Piazza del Duomo
 
Piazza del Duomo / Floransa Katedrali dar sokaklardan kubbesini görerek yürürken birden ulaştığımız için inanılmaz görkemliydi. Katedralin meydanı ve meydana bağlanan yollar oldukça hareketli, birkaç dakika yürüyüşten sonra mağazalara ve cafelere rastladık.
Üniversitedeki mimarlık tarihi derslerinden tanıdığım ailelerden olan Medici' lerin izlerini Floransa' nın birçok yerinde görmek mümkündü. Vecchio Sarayı' ndaki heykellerin heybetiyle resmen büyülendik.


Palazzo Vecchio / Vecchio Sarayı
 
 
 
elbise- h&m (eski) / jean ceket-Mavi / sandalet - twist
 

Salı, Haziran 10, 2014

İtalya Gezisi : 2. Gün Venedik


İkinci günümüzün sabahında erkenden kalkıp Mestre' deki otelden çıktık ve bir önceki günkü gibi otobüse binip Venedik' e ulaştık. Yağmurun dinmesiyle hava gezmeye çok daha müsaitti bu sefer ve öğlene kadar dar sokakları, minik köprüleri arşınladık.