Çarşamba, Mayıs 20, 2009

Eminönü-Sultanahmet Gezisi

Dünün 19 Mayıs tatili olmasını ve havanın güzelliğini fırsat bilip ne zamandır düşündüğümüz kültür turumuzu yapmaya karar verdik. Ne kadar İstanbul' a hayran olsam ve başka bir şehirde yaşayamayacağımı düşünsem de bu güzel şehre haksızlık yaptığımızı düşünürüm bazen. İş güç derken İstanbul' un asıl görülmesi gereken yerlerini, ilkokulda okulla gidip gördüysek kendimizi şanslı sayıyoruz. Onun dışında programımızı tarihi güzellikleri görmek için planlamıyoruz genelde. Neyse bugün bir başlangıç yaptık, artık gerisi gelir.


Sabahtan vapurla karşıya geçip Eminönü'nden yukarı doğru yürüdük. Cağaloğlu'ndan sonra Sultanahmet' e vardık. Zaten o yolda hem tatil günü olmasının hem de yoğun turistlerin kalabalığı başlamıştı bile. Ayasofya'nın biraz ilerisinde bir Mehteran takımına rastladık. 19 Mayıs dolayısıyla bir lisenin öğrencilerinden oluşmuş. Çok güzel bir gösteri yaptılar.



Bu arada 19 Mayıs gibi insanların gezeceği bir günde Topkapı Sarayı'nın salı günleri kapalı olma kuralını bir günlük yıkmamasını anlayabilmiş değilim.

Ayasofya, Dikilitaş derken bu sefer rotamızı Sultanahmet'e çevirdik. Oradan da Kapalıçarşı'ya...



Kapalıçarşı mimarlık eğitiminden öğrendiklerim nedeniyle benim için büyük önem taşır. Dünyanın en eski ve en büyük kapalıçarşısı olması nedeniyle şu anki alışveriş merkezlerinin atası sayılacak niteliktedir. Geçirdiği depremler ve yangınlardan sonra hala ayakta durabilmesi senelerce yapılan onarımlarla olmuştur. Şu anki bakımsız durumundan kurtarılabilse çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Aslında Kapalıçarşı' yı daha temiz yapmak için tüm kuyumcu atölyelerinin Kuyumcukent' e taşınması gibi bir çözüm bulunmuştu. Sanırım tam olarak halledilemedi.

Wow Turkey sitesinden bulduğum bu fotoğrafla aslında başka söze gerek kalmıyor.

kapalicarsi
Kapalıçarşı' yı sevmemdeki diğer bir sebebin altın ve pırlanta olduğunu söylememe gerek yok herhalde :))
Kapalıçarşı'ya yolunuz düşerse ve karnınız acıkırsa size tavsiye edebileceğim tek yer Havuzlu Restaurant' dır. Yemek olarak ise iskender, üzerine de kaymaklı ekmek kadayıfı... Bütün gün yürüdük canım, sağlam yemeği hakettik. {Bilerek fotoğraflarını çekmedim, diyet yapanlar için işkence olurdu. Sadece çok güzeldi deyip kapatayım bu konuyu}

Kapalıçarşı'dan sonra Eminönü'ne yürüdük, oradan küçük bir Sirkeci turu ve sonra vapurla döndük. Toplamda sanırım 5 saat aralıksız yürüdüğümüz için bana bir bel ağrısı hasıl oldu, eve zor attık kendimizi. Bu kadar ham olursam olacağı bu tabi.




Son olarak güzel İstanbul; tüm trafiğine, kargaşasına rağmen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için teşekkür ederim.

Blogumda durmasını istemediğim eleştiriyi aşan yorumları onaylamıyorum.

lacheenorg@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.