Pazartesi, Ocak 31, 2011

Her gün Fotoğraf


Nil' im her geçen gün farklı şeyler öğreniyor, yüzü değişiyor, büyüyor. Biz de bu anları kaçırmamak için neredeyse her gün fotoğraflıyoruz. Genelde gözleri kapalı oluyor çünkü uyuyor, uyandığında da sabit durmaktan pek hoşlanmadığı için ağlak suratlı pozları oluyor.
Şu anki en büyük eğlencem fotoğrafları için değişik saç bantları (her ne kadar henüz öyle çok saçı olmasa da) yapmak, giydirmek ve kucağımda poz vermek :)) 
Bu seferki saç bandı gri penye üzerine yün ponponlardan oluşuyor.
Hala süslü kıyafetleri büyük geldiği için kreasyonumuz maalesef sınırlı. Büyüyünce daha kokoş şeyler giyecek...


Benim üzerimde ise hamileyken çok giydiğim LcWaikiki jean gömlek var (salaş birşey olsun istediğim için XL almıştım, çok rahat) leopar fular ise kötü saç günleri için kurtarıcı :))

EKLEME : 
Nil sandığımın aksine bana çok benzemiyormuş, burnu ve yanakları sadece. Haftasonu babasının bebeklik fotoğrafını gördüm, aynısı!

Lohusa Taçları : Bilun' dan, Nazo' dan, benden


Hastane fotoğraflarını paylaştığım bu yazımda lohusa  taçlarımdan bahsetmiştim.Hala daha misafir geldiğinde takıyorum :)
Bilun' dan, Nazo' dan ve son olarak bir tane de benden.

Cumartesi, Ocak 29, 2011

Bugga yeniden Markafoni' de


Daha önce bu yazımda bahsettiğim Bugga aksesuarları bugün yeniden markafoni' de satışta. Bu sefer daha farklı ürünler de var, özellikle kolyelerine bayıldım. Uzun tarzda çok kolyem olduğu için kısa olarak üç maymunu aldım. 
markafoni üyeliği için buradan buyrun.

Cuma, Ocak 28, 2011

Dikişlere Yavaştan Dönüş


Dikişlere yavaştan dönüyorum, tabii öncelikle kolay parçalarla. 
Bu deri tunik modeli bir süredir aklımdaydı ama Burda' nın bu yılki sayılarından birinde olduğunu düşündüğüm için bir türlü bulamamıştım. Meğer ekim 2009 sayısındaymış. Model çiziminden de anlaşılacağı gibi oldukça basit, hele suni deriyi kenarları açık çalışılırsa yarım saatlik işi var. Taba rengi suni deriden tunik, gri süet tarzı kumaşımdan da elbise boyunu yapmayı planlıyorum. Şimdilik sadece kalıbını çıkardım.Yani işin yarısı bitti, kaldı diğer yarısı :) 

Çarşamba, Ocak 26, 2011

Sally Hansen I Pink I can


Sally Hansen' in ojelerini seviyorum, diğer ojelerden daha çok ürün içeriyor (14.7 ml) fırçası oldukça büyük (benim tırnak yapıma uyuyor ama küçük tırnak yüzeyleri için sorun olabilir) kolay sürülüyor ve kısa sürede kuruyor.
Bu geçenlerde aldığım bir renk, tam bir şeker pembesi ismi I Pink I can diye geçiyor. Hatta şu anda markafoni' de 7.90 liraya düşmüş, isteyenler buradan bakabilir.
markafoni' ye buradan üye olabilirsiniz.

Salı, Ocak 25, 2011

Geyik Aplike


Doğumdan sonra ilk yaptığım çalışma :)) Dün bir saatte bitirip bugün giydim.
Oldukça basit ve kısa sürüyor, daha önce de aplike çalışması çok yapmıştım. Bu ince salaş gri kazağı çok seviyorum ve geçen sene çok giymiştim. Bir şekilde çamaşır suyu lekesi yapmıştım o yüzden dolabın bir köşesine kaldırmıştım.


Dün bu kazağı nasıl kurtarabilirim diye düşünürken Burda' nın Aralık sayısındaki geyik kafası figürü aklıma geldi. Önce bir kağıda çizimi aktardım ve kestim.


Sonra bu çizimi sarı bir penye kumaştan kestim. Bu kumaşın arkasına çift taraflı tela ütüledim. (Büyük tuhafiyelerde bulabilirsiniz, metreyle satılıyor) Ve arkasındaki kağıdı söküp kazağa ütüleyerek aplikeyi sabitledim.


Aslında aplike sabitlendiği için iş bitmiş oluyor ama ben daha sağlam olsun diye bir de etrafından makine çektim. Bir de daha kokoş bir sonuç için :) gri leoparlı bir kurdele taktım bir boynuza. Kurdeleyi elde diktim.


Bu da sonuç :

Pazartesi, Ocak 24, 2011

Anne Sehpası

Bugün itibariyle üç kişilik hayatımıza geçmiş bulunuyoruz. Annem dün evine döndü, ben de kendimi artık daha iyi hissettiğim için ne kadar erken yalnız kalırsak o kadar iyi olur diye düşündüm. Tabii ki hem kendi annem hem de ikinci annem dışarıdan yine destek verirler ama onun dışında yeni hayatımız asıl şimdi başlıyor.
(Burada bir ekleme yapmam lazım, yazılarımdan kimse sezaryeni savunduğumu düşünmesin. Ben birebir yaşadıklarımı yazıyorum. Mesela normal doğum olsaydı çok daha hızlı toparlanacaktım kesinlikle, eğri oturup doğru konuşmak lazım. Tamam başta sıkıntı çekmiyorsunuz (sancı açısından) ama ameliyatın toparlanması normal doğumda atılan dikişten bildiğim kadarıyla çok daha uzun sürüyor. O yüzden de en azından evdeki işler için yardıma ihtiyaç oluyor bir süre. Ki daha önce yazdığım gibi ben neredeyse hiç ağrı çekmedim, eminim herkesin böyle olmuyordur. )

İki annem de sağ olsunlar evi toparlamakla kalmadılar; dolap, çekmece ne varsa boşaltıp yıkayıp yeniden yerleştirdiler. Annem son gördüğümde bütün konsolu indirmiş her şeyi yıkıyordu. Bana yardımcı olmak istediğini biliyorum ama onun yorulduğunu gördüğümde de ben üzülüyordum, neyse ki gece onu hiç kaldırmadım bende kaldığı süre boyunca da biraz dinleniyordu geceleri.


Neyse, onlar böyle evi toparlarken (özellikle gündüz ben biraz uyurken) benim köşe bucak sakladığım gümüşlerimi bulmuşlar. Bir güzel parlatıp bir de rahmetli anneannemin ördüğü dantel örtüyü kullanıp üzerine dizmişler. Anne sehpası oldu benim teak sehpam. 
Giyimde çok süslü hatta kokoş olmama rağmen evimde süsten hoşlanmıyorum. Ama bu seferlik onların da gönlü olsun diye sesimi çıkarmadım, bir müddet sonra kendi düzenime dönerim nasılsa :)

Mevlüdümüzü Yaptık

Mevlüdümüzü yaptık; kızımın göbek adı Şevval oldu, kulağına Şevval Nil olarak okudu hocamız. Mevlüt için bebeklere özel kıyafetler olduğunu alışveriş sırasında öğrenmiştim. Kızlar için olan dantelli bir elbise, ilk gelinliği gibi :) Erkekler için de yelekli falan koca adam kıyafetleri var. Minicik süslü püslü şeyler o kadar komik ki. Benim aldığım takımın bandı yoktu, kendim yapmıştım bunu. Tabii ki kokoş ve kocaman :)

Aslında bu mevlüt kıyafetleri 40 günlükler için falan yapıldığından bizimkinin özellikle çorabı kocaman oldu, bez ayakkabılarını giydiremedim bile büyüklükten :) Neyse ki elbiseyle, içindeki uzun kollu bluzu oldu. Evde kırk küsür kişi olunca Nil' im o kadar yoruldu ki, günün çoğunluğunu uyuyarak geçirdi. O yüzden o gecemiz de biraz zor geçti, neyse ki atlattık. O kadar insana alışık değil tabii.


Bebek süsleri yazımda da anlattığım gibi hastane için yaptırdığım 100 tane lavantalı süsten çok az kalınca mevlüt için başka süs yaptırmak durumunda kaldım. Bu sefer hemen tüketileceği için badem şekerli yaptırdım. Bir de kullanılan bir şey olsun istediğim için çerçeve seçtim, hem ayağıyla masa üzerinde durabiliyor hem de arkasındaki magnet ile yapışabiliyor. Mirabonbon' dan sipariş verdim, birkaç güne elimdeydi.

Cuma, Ocak 21, 2011

Limango Kids


Bayadır online alışveriş sitelerine bakmıyordum. Dün baktığımda Limango' nun Limango Kids adı altında yeni bir site açtığını gördüm. Limango üyeliğiniz varsa başka bir üyeliğe gerek kalmadan oraya bağlanabiliyorsunuz.
Hamilelik döneminden başlayarak bebek ve çocuk ürünlerinin ayrı bir yerde toplanması bence gayet iyi olmuş.

2 haftalık oldu Nil' im


Bugün Nil' im 2 haftalık oldu. Çocuk doktorumuz kilo alımından gayet memnun, şimdilik anne sütü işini kotardım gibi gözüküyor. Tabii ileride nasıl olur bilmiyorum. Uykuları iki saatten üç saate çıkarmaya çalışıyoruz. Gündüz başardık, gece için de bebek çaylarıyla uyku süresini uzatmaya çalışıyorum.
Ben gayet iyiyim, baştaki uykusuzluk kaynaklı sersemliğimden kurtuldum. Gündüz bebeğim uyuduğunda biraz ben de uyuyorum, başka türlü olmuyormuş gerçekten. Lohusa depresyonu denilen şeyi tam yaşadım mı bilmiyorum ama ilk hafta iki kere saçma sapan nedenlerden dolayı hüngür şakır ağladım. Biri daha eve geldiğimizin ikinci günüydü, dikişlerim acımasın diye dikkatli hareket etmekten çok sıkılmıştım. "Rahat hareket etmek istiyorum" diye ağladım. İkincisinde ise "uyuyamıyorum" diye ağladım. 
Ah şu hormonlar... Neyse ki bir haftada bile oldukça toparladım gayet iyiyim.
Yorumlara geri dönemediğim için sorulara yazıların içinde cevap verebiliyorum ancak. Sezaryenden sonra neredeyse hiç ağrım olmadı diyebilirim. Epidural bende 8 saat takılı kaldı, sonrasında çıkarıp hastanede ağrı kesici iğne ve serumlarla devam edildi. Eve gelince de bir kutu ağrı kesici içtim. Ağrı kesiciler bittikten sonra da bir daha ağrım olmadı, tabii ki dikiş bölgesi hassas şu an. Arada ince bir sızı oluyor ama öyle beni etkileyecek bir şey değil. Bir haftalıkken bandajı çıkarmaya doktoruma gittiğimde de kendisine teşekkür ettim, bence operasyonu yapan doktorun çok etkisi var. Ne gaz sancısı çektim, ne de öyle aşırı ağrılar duydum. 
Aman dilimi ısırayım :=)
Bunun dışında evde yanımda annem var, kayın validem gidip geliyor. Annem hastaneden çıkınca gelmişti, birkaç gün kalıp pazar günü döndü. Resim dersi verdiği için hafta içi onları toparladı, çarşamba akşamı geldi. Gece zaten emzirdiğim için kimsenin kalkması gerekmiyor, kendim halledip tekrar yatıyorum. Ama ev işleri, yemek gibi şeyler için ilk günler yardıma ihtiyaç oluyormuş gerçekten. Birkaç gün daha kalıp temelli dönecek artık, kendi düzenimi oturtacağım yavaş yavaş.
Toplamda +13.5 kiloyla doğuma gittim, eve geldiğimde sadece 3.5 kilom gitmişti. +10 kilom duruyordu ve ellerim ayaklarım inanılmaz şişti. Doktorum bunu ameliyat esnasındaki kan kaybıyla bağlantılı olarak açıkladı ve daha da şişeceğimi söyledi. Öyle de oldu. Birkaç gün evde terlik bile giyemedim, yapabileceğim tek şey olan bol su içmeyi ihmal etmedim. Sonra şişlerim yavaş yavaş indi ve emzirmenin muhteşem etkilerinden biri olarak kilo vermeye başladım. Şu an +6 kilom kaldı verecek ama karın bölgesinin toparlanması çok daha uzun zaman alacak diye düşünüyorum.

EKLEME :
Yorumlardaki sorulara yine toplu olarak cevap vereyim :
- Epiduralden sonra baş ağrısı yaşayanları duydum ama bende hiç olmadı. Bu bildiğim kadarıyla uygulama sırasında oluşan bir yan etki, doktorunuza bir sorun derim. İğneyi ise hiç hissetmedim bile. Meme ucu çatlakları için Lansinoh kullanıyorum, öyle vahim duruma hiç gelmediler.
- Karın sarma mevzusuna ben katlanabileceğimi zannetmiyorum, sıkıntıya gelemiyorum. Hem doktorlar karın kaslarını tembelleştirdiği için bazı hastalarda daha kötü olabileceğini savunuyorlar. Ben tamamen iyileştikten sonra sporla toparlamayı düşünüyorum.
- Üç saatte bire alıştırma fikri doktorumundur, aynı şekilde gece çayı da. Ben sadece doktorlara güvenmeyi tercih ediyorum. Hamilelikte de öyle yaptım şu anda da öyle yapıyorum. Doktorlara inanılmaz saygım var.

Çarşamba, Ocak 19, 2011

Bebek Odası Süsleri

Hastane odası için kullanacağım süslerden daha önce bahsetmiştim, ben paket olarak Eminönü Havuzlu Han' daki Süslü Bebek' ten almıştım. Paketin içinde bebek şekeri (50 taneydi ben 100 yaptırdım), kapı süsü (söküp başka yaptım), takı yastığı, kapı tülü ve şeker koymak için sepet (ben hasır puset seçtim) vardı.

Hastanede fotoğraflanması maalesef atlandığı için eve gelince ben çektim bunları.


Bu şekerler ve hasır puset şeklinde sepet. Cumartesi yapacağımız mevlüt için başka şekere ihtiyacım olacak çünkü bunlar yetmedi maalesef. Çikolataları Pelit' ten aldım, zaten söz-nişan gibi bütün günlerde Pelit' in üzerine çikolata ve pasta yapan tanımıyorum. Şekerlerim zaten lavantalı olduğu için bunları süssüz tercih ettim.


Hastaneye hediye orkide geldi :)) Orkide ailemin üçüncü üyesi.
Yanındaki de yine hediye kutulu çikolata, bunun bir de melek ayaklı süsü var.

Salı, Ocak 18, 2011

Pembe Ponponlu Keçe Patik


Burada keçe patikler yaptığımdan bahsetmiştim. Şimdilik çorap+patikli tulumun üzerine giydirince ancak duruyor :)) Sadece çorapla giydirebileceğim zamanlar da gelecek inşallah

Pazartesi, Ocak 17, 2011

Hamile Yastığından Emzirme Yastığına


Hatırlarsınız, daha önce hamile yastığı dikmiştim. Bunu uzunca bir süre kullanmıştım, daha sonra Shuma' dan gelen büyük hamile yastığına geçiş yapmıştım. Son zamanlarda ise hiçbir şey kullanamadım, zaten uykusuz geçiriyordum günlerimi, yastıklar bana iyi gelmedi. Tabii bu son iki haftayla sınırlıydı. Büyük hamile yastığımı şu an hamile olan bir arkadaşıma verdim, benim yaptığımın ise içindeki dolguyu çıkartıp bir emzirme yastığına doldurdum.
Emzirme yastığı piyasada çok var aslında, fiyatı da oldukça uygun. Ama çok kolay dikildiği için ben kendime bir tane yapmıştım. Özellikle geceleri tek tek yastıkları kol altına koymakla uğraşmaktansa tek bunu kullanmak çok rahat oluyor, tavsiye ederim.

O güne dair...

Kızımın ilk fotoğraflarını dayısı çekti. Tabii benim doğuma gidişimden itibaren bütün günü de.

Tek gittim :

İki kişi döndüm :))

Buradaki tacı ben yapmıştım, daha Bilun' un hediyesiyle, Nazo' dan aldığım lohusa taçları da var. Her gün birini taktım :))

Cumartesi, Ocak 15, 2011

Milk Bands-Emzirme bileziği

Bebeğim dün bir haftalık oldu, göbeğimiz de düştü ve alışma sürecimiz devam ediyor. Hala tam olarak düzenimizi oturtmuş değiliz tabii ki ama gece kalkmalarına ve genel olarak bebek bakımına alıştım diyebilirim. Benim için ilk günlerde en zoru hangi saatte emzirdiğimi hatırlamak oldu. Bir de çocuk doktorumuzun isteği üzerine her alt değiştirme ve emzirme saatlerini tek tek yazdım iki gün boyunca. Böylece hem düzenimize bakmış olduk hem de bezindeki miktara göre sütün yeterli olup olmadığını anladık. İlk günlerde sütüm az geldiği için (evet sezeryanın en büyük dezavantajlarından biri) günde birkaç öğün mama takviyesi yaptım, bunları da doktorumuza bildirdik. Artık yavaş yavaş bırakıyorum takviyeyi, şimdilik bir veya en fazla iki öğüne indirdim. İnşallah birkaç güne hiç ihtiyacımız kalmayacak.
Doğum yapanlar bilecekler, ilk zamanlar bebeklerin fazla uyudukça kan şekeri düşüyor bu yüzden daha da çok uyuyor. Bu böyle kısır döngü şekline dönüşüyor, bir de tabii sarılık korkusu var. O yüzden beslenmenin çok iyi takip edilmesi gerekiyor doktorumuzun da söylediğine göre.

Neyse, gelelim benim emzirme için kullandığım pratik ürüne. İsmi Milk Bands, plastik bir bilezik. Bu ürünü birkaç hafta önce unnado dan almıştım. Üzerinde saat ve dakika için rakamlar var. Emzirdiğiniz saati kaydedebiliyorsunuz. Bir de hangi memede kaldığınızı hatırlamanız için bilekliği çevirebiliyorsunuz; bir tarafta sağ, bir tarafta sol yazıyor. Özellikle ilk zamanlar zaten uykusuzluktan birşey hatırlayamıyorsunuz, emzirme rutininde bu pratik bileklik benim işime çok yaradı.
Milk Bands' in sitesinden ürünün özellikleri :
Emzirme bileziği, annelere bir çocuğun beslenme bilgilerinin tümünü tek bilekte pratik olarak hatırlatmak için tasarlanmıştır!
Milk Bands™, emzirme bileziği içten-dışa çevrilerek sağ(right) ve sol(left) ibareleri ile en son hangi göğüsün kullanıldığını anneye bildiren bir hatırlatıcı, aynı zamanda aşağıdakilerde dahil birçok değişik amaç için kullanılabilecek eşsiz bir yardımcıdır.

-En yakın 5 dakikalık dilimlerle beslemenin kaydını tutar.

-Bebeğin bir gün içerisinde kaç kere beslendiğinin kaydını tutar.

-Gün boyunca bebeğin bezinin kaç kez kirlendiğinin kaydını tutar.

-Anneye bebeğin en son ne zaman ve hangi göğüsten beslendiğini hatırlatır.
-Anneye bebeğin tahmini bir sonraki beslenmesinin ne zaman olacağını hatırlatır.

-Anneye emzirme sürelerinin sayısını takip ederek ve belirleyerek bebeğini sütten kesme konusunda yardım eder.

-Çoğul gebeliklerde annelerin farklı renklerde bilezikler kullanarak bebeklerinin beslenmelerini, bir karışıklığa meydan vermeden takip etmelerini sağlar.

-Bebeklerin mama, ilaç gibi saatle takip edilmesi gereken durumlarında anneye yardımcı olur.

-Çalışan annelerin, iş yoğunluğu sebebiyle sütlerini en son sağdıkları saati unutmalarını engeller.

-Çalışan annelerin işverenlerine ,emziren annelerin haklarını hatırlatıcı bir işlevi vardır.

-Yetişkinlerin insulin, antibiyotik gibi saatle takip edilmesi gereken ilaçlarının unutulmamasını sağlar.

-Emzirme sureci tamamlandıktan sonra, annelerin doğum sonrası eski formlarına kavuşabilmeleri için uygulayacakları diyet programında alacakları besin ve sıvı alımlarını takip etmelerini kolaylaştırır.

Salı, Ocak 11, 2011

Kavuştuk


7 Ocak Cuma günü sabahı 3040 gr. pembe-beyaz bir küçümen olarak dünyaya geldi kızımız. Twitter arkadaşlarım zaten haberdar oldular, iki arada bir derede iki tane mesaj yazabildim oradan. Hem twitter üzerinden, hem bugün bakabildiğim maillerle, telefon ve mesajlarla ulaşan herkese teşekkür ediyorum.
Hastaneden pazar sabahı çıktık, gerçi doktorum cumartesi akşam bile istersem çıkabileceğimi söyledi ama ben bir gece daha kaldım. Evde birbirimize alışmaya çalışıyoruz, zorluklarında bahseden herkesin yerden göğe kadar hakkı varmış. İki acemi birbirimize bakıp doğru şeyleri yapmaya çalışıyoruz işte.

Doğumum çok şükür çok iyi geçti, epidural sezeryandı daha önce yazmıştım. Bu başta benim tercihimdi, yasalarla hala tercih yapabiliyorken seçim şansımı kullandım. Normal doğumun muhteşem bir şey olduğunu çok yakın bir arkadaşımda tanıklık etmiştim ama ben kendimde o cesareti bulamadım. Hele son zamanlar yaklaştığında kafamdaki binlerce kaygı ve endişeyi doktoruma anlatınca, o da normal doğumu desteklemesine rağmen beni zorlayamayacağını söyledi, kararı bu şekilde verdik. 

Epidural çok ilginç bir şey, ama baştan söyleyeyim herkesin yapabileceği bir şey değil bence. Aklında soru işaretleri olanlar mutlaka hem kendi doktoruyla hem de anestezi uzmanıyla görüşsünler. Epiduralin uygulanması eğer ne yapacağınızı biliyorsanız aslında çok kolay, sadece bel bölgenizi iyi çalıştırabiliyor olmanız lazım. Özellikle pilates veya yoga yapanlar hiç zorlanmayacaklar. Benimki çok kolay yapıldı mesela. 
Epiduralin uygulanmasının dışında ameliyat ortamının her şeyini görecek olmanıza kendinizi hazırlamanız lazım. Benim doğumumu yaptığım hastanenin ameliyathane kısmı çok büyük ve birçok ameliyathaneden oluşuyordu, şöyle diyeyim uyanma odasındaki herkesi, karşı ameliyathaneyi, koridordan giden diğer hastaları her şeyi gördüm. Tabii ortam bu şekilde olunca eşimi almadılar yanımda, girerken çok moralim bozuktu ama ortamı görünce onun kaldıramayacağını düşünerek en hayırlısı olduğuna kanaat getirdim. 
Ameliyat kısmını çok anlatmayacağım ama şöyle diyeyim acı hissetmiyorsunuz ama her şeyi hissediyorsunuz. Doktorum muhteşemdi, beni ameliyat esnasında "birazdan başlıyoruz" diyerek kandırmaya çalıştı ama o sırada Nil dışarı çıkmak üzereydi, hissediyordum. Sonra adımı cingöz koydular :))
Ama bebeğin çıktığı andaki ilk ağlamasını duymak, temizlenirken ilk kez görmek ve yanıma getirdiklerinde gözlerini açıp bana bakışını görmek için her şeyi yaşamaya değerdi. O kadar güzeldi ki o an. Neyse ki kamerayı vermiştik girerken o anlar video olarak kayıt altında.

Şimdilik bu kadar yazı yeter, birazdan uyanacak minnoş. İnşallah başta Caramel olmak üzere bu konuyu merak edenlere biraz da olsa yardımcı olmuştur.
Birbirimize alışıp düzenimizi kurunca tekrar görüşmek üzere...

Çarşamba, Ocak 05, 2011

Bebek Şeker Kartları


Daha önce yazmıştım, hastane odası için bebek süslemelerini hazır olarak aldım. (Eminönü' nde Havuzlu Han' daki Süslü Bebek' ten.) Kapı süsü ile ilgili fikir değiştirince tamamen farklı bir kapı süsünü kendim hazırlamıştım, burada anlatmıştım.
Gelenlere hediye olarak verilen şeker seçiminde ise (aslında şeker olması gerekmiyor, bütün süslere genel olarak şeker deniliyor) lavantalı bir süs seçtim. Badem şekerini hem herkes sevmiyor, hem de yapılırken silikon bulaşabildiği için çoğu kişi yemiyor ziyan oluyor diye düşündüm. En azından lavanta biraz daha uzun ömürlü bir şey ve içinden şeker çıkaracağım diye uğraşmadan süs olduğu gibi muhafaza edilebiliyor. Ayrı olarak çikolata ikram edilecek zaten, onların fotoğrafları artık daha sonra.


Lavantalı süslerin üzerine tarihli kartlar yapmak istedim, bunun için önce Photoshop' ta bir kart hazırladım. Sonra bunları 300gr. lık fotoğraf kağıdına ozalitçide bastırdım ve kestim. Süslere zımbaladım. 

Salı, Ocak 04, 2011

Yanık Turuncu Elbise


Bu yazımda bahsettiğim Burda' nın Ocak sayısındaki elbiseyi diktim. Açıkçası öyle çok kolay bir model değil, daha doğrusu üst kısmı çözmek zor. Bence kalıpta yeterince işaret yok, zaten Burda' nın anlatımını da kullananlar bilir, iyi değildir. Eğer bu elbiseden dikecekseniz mutlaka arka ortadan yola çıkın, bir de dergideki çizimdeki duruşa göre hareket edin. Ben sadece etekteki ön orta dikişi yapmadım orayı kumaş katında kestim. Bir de kalıp uzun boylular için olduğundan etek boyu uzun geliyor, sonra kısaltabilirsiniz. Yakadaki katlanma aynı kalıp çizimindeki gibi oluyor bitince çünkü kalıpta aslında ense oyuğu yok ama benim kullandığım gibi sandy jarse gibi hem hafif hem de dökümlü bir likralı kumaş kullanırsanız bu bölüm daha hoş duracaktır.
Etek ucu, yaka ve kol ağızlarının bitirilmesi kaldı sadece, aslında bunlara reçme yaptırsam güzel olacak ama terzime ne zaman gidebilirim bilmiyorum. Şimdilik bu haliyle bitti, kaldırıldı :)

Pazartesi, Ocak 03, 2011

Matruşka Sevenler İçin


İnternet üzerinden kataloglara bakmayı severim. Gerçi basılı bir kataloğa göz gezdirmekle aynı tadı vermiyor çoğu zaman. Neyse, hep baktığım sitelerden biri olan Avon' un yeni kampanyasında matruşka desenli şemsiye ve çanta var. Çok şirin görünüyorlar bence..

Pembe Orkidem


Orkidelerime olan düşkünlüğümü daha önce burada ve şurada yazmıştım. Beyaz orkide hep iyi durumdaydı, iki senedir çok güzel açıyor. İki sene önce şubatta, geçen sene ocakta ve bu sene de aralıkta açtı. Ama bu sefer yanındaki arkadaşı da ona özendi, geçen sene açmayan pembe orkide de dün itibariyle açmış bulunmakta.
Diğer çiçeklerim alınmasınlar ama bu ikisi benim için çok özel.